26 Nisan 2019 Cuma

Ordan/Burdan Blog 1____


Meraba,
Şimdi bir hayal kuralım. Uçsuz bucaksız bir bahçe ve bahçenin içinde bir köpek ve köpek kulübesi olsun. Köpeğimiz hergün aynı saatte olmasa bile muhakkak beslensin, karnı doysun. Kulübesi da standart bişey; sıcak bir yuvası olsun. Hatta boynundaki tasmaya bağlı 1 kilometre uzunluğunda bir zinciri olsun ki rahat rahat bu güzel bahçeyi gezebilsin fakat akşamları sıcak yuvasına dönsün.

Güzel dimi?
Hiç risk yok. Ama köpek hiç merak etmez mi bahçemizin zincirden sonrasımı? Eder. Ama zincirden kurtulursa geri dönememekten korkar. Belki sonrasında aç kalacak, köhne bir yaşam sürüp mutsuz olacak; belkide ihya olacak.
Merak ve risk alamama korkusu ikileminde geçen yaşamlar, bir bunlara eklenen etrafımızdaki sevdiklerimizin sorumlulukları ve bahanelerimiz; 1 kilometrelik zincirlerimizin halkalarından sadece birkaçı. Mutsuz olacağı ihtimalini üzerine kurulu hayaller, düşük mukavemetli temele inşaa edilen katlar gibi.
Oysa hepimiz hayal kurarız alıp kafamızı gitmeyi uzaklara. Hepimiz inanmak isteriz, bir yıllık stresimizi bir iki haftalık tatillerle geçeceğine. Yada bir ay boyunca elde ettiğimiz gelirle sonraki ayı geçirebilmek için çalışsakta bilmeyiz aslında ‘yaşamak sadece nefes almak değildir’ i.
Gidersek dönebiliriz, endişelenmeyin. Asla 1 kilometre sonrasını hayal etmekten vazgeçmeyin ve elbette o doğru zamanı azıcık dahi hissettiğiniz an kaçın, koşarak kaçın. Sorumluluklarınızı tabiki unutmayın ama su akar yatağını bulur. Yalnız başladığımız yaşam serüveninde yalnız yürüyüp yalnız sonlandıracağız (eşlik edenlere el sallayıp). Dünyanın tüm zorlukları sizin omuzlarınızda gibiyse bi silkelenin iyi gelir.

Gidersek dönebiliriz, hoşça kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder